Things‘in Mayıs buluşması, SocialThings 29 Mayıs akşamı Studio X’de gerçekleşti. Daha önce ne Things’i ne de SocialThings’i duymuştum, ilk defa arkadaşım Gizem’den duydum ve etkinliğe sayılı saatler kala katılım formunu doldurup yolladım. Şansım varmış ki 20 kişlik “hasta” kontenjanına sonlardan girebildim.
Hasta mı dedin ?
Evet, bu etkinlikte sosyal medya “cerrahları” var ve sosyal medya hastalarını tedavi etmek için gelmişler. Geçtiğimiz sene “Sosyal Medya Cerrahisi” temalı etkinlik ilk defa gerçekleştirilmiş ve bu da ikincisi. İlk başta bu cerrah-hasta muhabbeti bana garip gelmişti ancak sonra bu etkinliğe özel icat edilmediğini, önceden de olan bir benzetme olduğunu gördüm. Social Media Surgery hakkındaki detaylı bir yazıya da şuradan ve buradan ulaşabilirsiniz.
Kim bu cerrahlar ?
Cerrahlar 41? 29! ajansının senior çalışanları. Etkinlikte yanılmıyorsam 5 sosyal medya cerrahı vardı.
Cerrahları takip etmek isterseniz, bulabildiklerimin Twitter hesapları burada :
Didem Çetin – Duygu Holat – Kayhan Dural – Onur Cengiz
Cerrah lakabı biraz kasıntı duruyor olabilir ama bu sadece bir ön yargı. Başta ben de o ön yargıya kapılmış olsam da hepsi hoşsohbet dinlemesi keyifli insanlar.
Hastalar kim? Sosyal Medya hastası mı olurmuş ?
Sosyal medyanın da hastası oluyormuş, hem de çeşit çeşit. Herkesin tek derdi like’larım artsın, sayfam paylaşılsın değilmiş. Bu gecede bunun öğrendim. Samsun Lisesi’nin sayfasını yöneten “sosyal medya hastasının” derdi sayfanın gereğinden çok beğenilmesi ve etkiye sahip olmasıydı mesela. Adeta güçlerini yeni keşfeden bir X-Men gibi, kontrolsüz güç güç değildir diyordu ve cerrahlardan yardım istiyordu. Bir diğer katılımcı ise insanların sosyal medyada kedi fotoğraflarına inanılmaz ilgi gösterirken nasıl oluyor da lösemili çocuklar ile ilgili paylaşımlara ilgi göstermiyor diye soruyordu. Heyecan verici bir katılımcı ve soru çeşitliliği vardı. Ben startup’ımız olan atdaa.com‘u temsilen oradaydım. Hem içerik hem de sosyal medyaya ilişkin sorularımızın cevaplarını aradım.
Aklımda kalan katılımcıların temsil ettiği organizasyonları yazmam gerekirse :
SOGLA – Endeavor – Uluslararası Af Örgütü – Askıda Ne Var ? – TOG – TEV – Bilgi Üniversitesi – 3. Sektör Vakfı
Derdi neymiş hastaların ? Derman buldu mu herkes ?
Efendim, sosyal medya koca bir derya (güzel kafiye oldu). Önemli olan burada kimden ne beklediğiniz. Öyle sorularla cevaplarla da bitecek bir dünya değil bu sosyal dünya. Bir kaç temel kural dışında pek çok şey deneme yanılma ile ilerliyor. O yüzden sorular sonsuz ve günlerce Studio X’in güzel kahvelerinden içip sabahlasak da bu sorunların hepsine yanıt bulmak mümkün olmayacaktır.
Soruları tek tek yazmak yerine ben not aldığım önemli noktaları kendi yorumumu da katarak sizinle paylaşacağım.
İnsanlar neleri okuyor ?
- Twitter’da 140 karakter yazabilirsiniz ancak insanlar yazdığınızın yalnızca ilk 90 karakterini okuyor.
- Facebook’ta ise durum birazcık farklı, iletinin ilk 120 karakteri okunurken çok az insan “See More…” linkine tıklıyormuş.
- Genel olarak Türk insanı okumayı sevmiyor. Hızlıca içeriğe göz atmak, içinden ilgisini çeken şeyleri toplamak gibi bir huyu var. Bu yüzden ardı ardına resimler gösteren Onedio gibi liste siteleri çok hızlı şekilde yükseldi. Saatler içerisinde bir çok kaynaktan toplanması gereken ilginç veya faydalı bilgiyi tek bir sayfada adeta ziplenmişcesine görseller ile sunduğu için bizim insanımız buna bayıldı.
- Görselleri seven insanımız için Facebook’ta paylaştığınız linkin thumbnail resmi yeterli değil. Bunun yerine her post’a ilgi çekici bir resim koymak daha etkili.
- Ayrıca insanların komik resimleri paylaşan sayfaları beğenmesi ve post altına yorum yapması çok çok daha yüksek bir ihtimal. EdgeRank’inizi arttırmak için bu yöntem başarılı olabili ancak kurumsal imajınıza zarar vermemeye dikkat edin kedi fotoğrafları paylaşırken komik duruma düşen siz olmayın.
Görsel görsel dedik peki ya videolar ?
- İnternet kullanıcısı oldukça sabırsız ve her internet sitesi bu sabırsız insanların ekrana bakarken harcadığı zamandan bir pay alıp mesaj vermek istiyor. Videolar ilgi çekici olsa da tıpkı paylaşılan yoğun içeriklerin okunmadığı gibi uzun videolar da izlenmiyor.
- Bunu önceden gören Vine ve Instagram (birisi Facebook’un birisi Twitter’ın çocuğu) kısa videolar ile kullanıcının dikkatini yakalamayı başardı.
- Türk internet dünyasında ise benim bildiğim bu fırsatı ilk yakalayan 59saniye.com oldu. Sloganı “1 Dakika çok uzun” olan video platformu vizyonunu tam olarak bu kısa cümle ile açıklıyor. Benim en beğendiğim sloganlardan ve örnek gösterilebilecek bir vision statement.
1 milyon like herşeyi çözer mi ?
- Sosyal medyada harcaduğınız eforu yalnızca aldığınız like’lar ile veya sitenize gelen trafikle ölçmek her zaman doğru olmayabilir.
- İnsanların tıklayıp açmadığı linkleri bile “ahahah çok iyi” diye paylaştığı bir devirde yaşıyoruz. Böylesine yanıltıcı kullanıcı aksiyonlarının olduğu bir dünyada başarınızı tek bir metrik ile ölçmek mantıklı olmayabilir.
“Content is the king, analytics is the queen!” Kraliçeyi unutan sosyal medyacı başarılı olamaz.
- Facebook’ta paylaşım yapmak için en uygun zaman Pazar akşamı ve Salı günü. Bu veriler Türk kullanıcı kitlesi için tabi.
- Paylaşım yaparken hitap edilen kitlenin kafasına girmek şart. Onun gibi düşünmeli, onun nelere güleceğini bilmelisiniz. Kısaca o insanların hayat döngüsü içerisine girip bir hikaye yakalamalısın.
- Kozmetik firmalarınn akşam saatlerinde “Makyajını silmeyi unutma” mesajlı paylaşımları oldukça ilgi görüyormuş. Makyaj maraksı burada müşterisini iyi tanımış ve eve yorgun argın gelen kadına dosthane bir hatırlatma yapıyor. Kadın müşteri ile arasında organik ve duygusal bir bağ kuruluyor böylece.
Facebook kışlık, Instagram yazlık !
- Yaz mevsiminde Facebook aktivitesi azalıyor genel olarak. Kıyafetler gibi, sosyal medyanın da trendleri mevsim ile değişiyor. Yazın daha çok mobile yönelen kullanıcılar Instagram ve Twitter’a daha çok zaman harcıyor.
- Sahilde ve havuz kenarındaki ayak fotoğrafları yaz mevsiminde Instagram’da tavan yapıyor.
Aklıma gelenler hemen hemen bu çerçevedeydi, organizasyonda emeği geçen Ayşegül’e ve cerrahlara sonsuz teşekkürler. Bir sonraki Things buluşmasından haberdar olduğumda ikinci yazımı da paylaşacağım.
PS: Etkinliği fotoğraflayan, bütün gece video çeken dostlarımız Modern Times Pro ekibine de saygılar sevgiler !