Teknoloji ve Daralan Sabrımız

Teknolojinin bu kadar hızlı ilerlemesi, bize her istediğimizi “Right here, right now” sloganıyla sunması acaba sabrımızı ve bekleme alışkanlıklarımız nasıl değiştirdi ?

Saniyeler içinde aradığımız kitabı tek tıkla tabletlerimize indirebiliyoruz. Eskiden reklamları zaplardık artık DVR cihazları sayesinde reklamları da atlayıp istediğimiz programı kesintisiz izleyebiliyoruz. Banka hesabımızdan saniyeler içinde havale yapıp, fatura ödüyoruz. 5 dakikada sipariş ettiğimiz ürünleri 2 gün içinde teslim alıyoruz.

Artık bir kitapçının kasasında sıra beklemek canımızı çok sıkıyor. Hemen elimiz telefonumuza gidiyor ve bekleme süresini kısaltmaya çalışıyoruz kendimizi meşgul ederek. Üstelik bu bekleme süresi 10 dakikayı aşmıyor çoğu zaman.

Banka şubelerinde sıra beklemek yeni nesli çok sıkıyor,bir çoğumuz şubelere gitmemek için elimizden geleni yapıyoruz.

Bu hızla ilerleyen işler aynı zamanda hızla karar vermemiz için de bizi zorluyor. Cebimize gelen kampanya mesajları cazip fırsatlar sunmak için “Hemen … yap … kazan” tarzında cümlelerle bizden ani kararlar bekliyor. Hepsini geçtim, dönem başındaki ders seçimini düşünün, derslerin kotaları o kadar çabuk doluyor ki o anda karar vermelisiniz alamadığınız dersin yerine ne alacağınıza ve çok hızlı olmalısınız. Bu acele yüzünden bir kaç kez hata yaptığım oldu mesela.

San Diego Üniversitesinden Professor Partnoy diyor ki : “Bu beklememe durumu bizi daha kötü kararlar vermeye itiyor ve dikkatimiz düşüyor. Gelecek hakkında düşünebilme yetimizdir bizi hayvanlardan ayıran ancak teknoloji bizi anında hareket etmek, karar vermek durumunda bırakıyor. Yeniden insan gibi hareket etmeli, hayvanlar gibi anlık kârlarımızı değil uzun süreli kazanımlarımızı düşünmeliyiz”. Kaynak

Tüm bu hız bizim zaman konusundaki beklentilerimizi doğal olarak yükseltiyor ve dolaylı olarak da sabırsız bireyler haline getiriyor diyebiliriz. Artık durakta otobüs beklerken bile kaç dakika kaldığını bilmeden beklemek bizi sıkıyor. Hemen bilgi ekranlarına bakıyoruz çalışmıyorsa telefonumuzdaki uygulamadan otobüs nerede diye anında görmek istiyoruz (bkz:Nerede Kaldı Bu Otobüs App)

Öyle bir noktaya geldi ki iş artık taksi çağırdığınız BiTaksi uygulamasında bile taksinin kaç dakika içinde size ulaşacağını görüyorsunuz. Bu bir alışkanlığa dönüştüğünde, tıpkı otobüste için olduğu gibi taksinin de kaç dakikada geleceğini bilmemek bizi rahatsız edecek.

Evet herşey çok hızlı ama ?

Ama mutlu muyuz ? Asıl soru bu.  Büyüklerimden duyduğum değerli bir laftır “Bin düşün, bir konuş”. Düşünmeden söylenen ve yapılan işler çoğu zaman üzücü sonuçlarla dönebiliyor bize. 4 çekirdekli işlemciler kadar hızlı karar vermemizin beklendiği bir dünyada bu nasihata uymak ne kadar mümkün ?

Bugün SMS’in yerini alan Whatsapp örneğin; mesaj attınız ve “tek tikten,çift tike” dönüşsün diye beklemiyor musunuz ? Uzun sürünce (muhtemelen 2-3 saniye) , niye gitmedi diye düşünmeye başlıyorsunuz değil mi ? Bir de Cem Yılmaz’ın anlattığı yönden bakmalı belki de olaya …

Bu alışkanlıkların IT ve iş alanında dünyayı nasıl etkilediğini ise bir sonraki yazımda paylaşacağım…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir